İZMİRİN TARİHİ
İzmir’in ilk adının Smyrna olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte kentin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur. Strabon’a göre Smyrna, kenti kuran Amazon’un adıdır. Buradan yola çıkarak kenti kuranların Hititler olduğu söylenebilir. Başka araştırıcılar Smyrna ile Myrine sözcüklerinin aynı olduğunu söylemişlerdir. Kesin olan, Smyrna sözcüğünün bugün kaybolmuş Anadolu kökenli bir dile ait olduğudur. İlk kurulan kent, Bayraklı’da idi. İzmir’in ilk halkı Leleglerdir (Batı Anadolu’nun yerli halklarından biri). MÖ 1150-1000 yıllarında bölgeye Yunanistan’dan gelen İyonlar yerleştiler. Bununla birlikte kent, MÖ 546’ya kadar Lidyalıların egemenliğindeydi. Bu tarihte Perslere geçti. MÖ 334’te bütün Batı Anadolu ile birlikte Büyük İskender’in egemenliğine girdi. Bir söylentiye göre, bugünkü kentin kurucusu da İskender’dir. Onun ölümünden sonra kent bir süre, generalleri arasında el değiştirdi. Karışıklıklar Romalıların bölgeye hâkim olmalarına kadar sürdü. MS 178’de kent büyük bir deprem felaketi geçirdi, birçok yapı yerle bir oldu. 11. yüzyılın ikinci yarısına kadar önce Roma, sonra Bizans egemenliğinde yaşayan İzmir, 1076’da Selçuklular tarafından alındı. 1086’da Çaka Bey’in eline geçti. Onun öldürülmesinden sonra kent bir süre karışık bir dönem yaşadı. Zaman zaman Bizanslıların ve Türk beyliklerinin eline geçti. 1424’te II.Murat zamanında da kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı yönetimine girdikten sonra gelişmeye başladı ve büyük bir ticaret merkezi oldu. I. Dünya Savaşı sonrasında İzmir, 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edildi. Üç yıldan fazla süren işgalden sonra da 9 Eylül 1922’de geri alındı. Güzel Sanatlar: İzmir şehrinin çekirdeğini oluşturan Bayraklı Höyüğü’nde Tunç ve Demir Çağlarından kalıntılar, seramik eserler bulunmuştur. Athena Tapınağı, Yunan mimarlığının doğudaki en eski kalıntısı sayılır. İyon uygarlığının en eski parke döşeli yolu da Smyrna’dadır. Kadifekale eteklerindeki Agora’da Demeter, Poseidon, Artemis heykelleri vardır.
Depremler nedeniyle Bizans döneminden ancak birtakım kalıntılar günümüze ulaşabilmiştir. Osmanlılar döneminden önemli tarihsel yapıtlar Faik Paşa Camii (16. yüzyıl, 1842’de yandıktan sonra yeniden yapılmıştır) ve eski bir kiliseden çevrildiği ya da 1598’de yapıldığı söylenen İzmir’in en büyük camii olan Hisar Camii dışında, Şadırvan (1636), Hacı Hüseyin (1652), Kestanepazarı (1663), Aliağa (1672), Hatuniye (17), Çorakkapı (1747), Konak (Yalı, 1754), Kurt Mehmed Paşa (1893), Salepçioğlu (1906) Camileri; Kızlarağası (1744-1745), Mirkelamoğlu (1784), Çakaloğlu (1805) Hanları; Hacı Ahmed Ağa (1792-1793), Osman Paşa (1913-1814), Kemeraltı Camii (19. yüzyıl) sebilleridir. Konak Meydanı’ndaki Saat Kulesi (1901) şehrin simgesi sayılır. Efes Oteli önündeki Pietro Canonica’nın eseri Atatürk Heykeli (1932) ve Hasan Tahsin’in anısına dikilen İlk Kurşun Anıtı (1974) önemli eserlerdir. |