ÇANAKKALE TARİHİ
Çanakkale'nin tarihi yaklaşık M.Ö. 3000 yıllarına kadar inmektedir ve pek çok medeniyet bu topraklarda barınarak, izler bırakmıştır. Mitolojiye göre Kral Athamas'ın çocukları Phryxus ve Helle üvey anneleri tarafından evlerinden uzaklaştırılınca, gerçek anneleri Bulut Tanrıçası Nephele tarafından gönderilen, uçabilen altın postlu bir koç üzerine bindirilirler. Prens ve prenses gökyüzünde koçun üzerinde uçarken, Prenses Helle suya düşer ve o günden sonra Boğaz, "Hellespont" adını alır.
Asya kıyısındaki Abydos ve Avrupa kıyısındaki Sestus, mitolojinin en hüzünlü aşkına sahne olmuştur. Leandros, Afrodit'in rahibelerinden Hero'ya aşık Abydos'lu yakışıklı bir gençtir. Her gece Hero'yu görmek için Abydos'tan Sestus'a yüzerek geçer. Bir gece kötü bir fırtına başlar ve Leandros asla Sestus'a ulaşamaz. Hero, onun boğulduğunu düşünerek büyük bir acı ile kendisini denize atar.
Dünya arkeoloji literatürünün önemli mekanlarından olan Truva, Neandria, Alexandria-Troas, Assos, Chryse, Dardanos ve Lampsakos, Çanakkale ili sınırları içindedir. Çanakkale'nin coğrafik konumundan dolayı taşıdığı stratejik önem, bu bölgede konumlanan devletler tarafından oldukça dikkate alınmıştır. M.Ö. 5. yüzyılda Çanakkale Pers İmparatorluğu'nun hakimiyeti altında bulunmaktaydı. Pers Kralı Xerxes Avrupa'yı fethetmeyi planlıyordu ve 100.000 kişilik askeri birliğini Boğazın en dar noktasından Trakya'ya geçirebilmek için gemilerden köprü yaptırdı. O zamandan beri, Çanakkale, Marmara Denizine ve oradan da Karadeniz'e girişte olduğu gibi Avrupa ve Asya arasındaki geçişi de kontrol edecek çok önemli coğrafik bir dar geçit olarak kalmıştır. Makedonya Kralı Büyük İskender, M.Ö. 384 yılında Anadolu'nun Ege ve Akdeniz'de hakimiyetinin gerçekleştiği seferine, Boğazı geçerek başlamıştır.
Daha sonraki dönemlerde Roma'lılar, M.Ö.2. yüzyıldan M.S.395 yılına kadar ilin yönetimini ellerinde bulundurmuş, Roma egemenliğini takiben Bizans İmparatorluğu'nun hakimiyeti yaşanmıştır.
Bizans İmparatorluğu'ndan sonraki yüzyıllarda bölgede Arap ve Haçlı istilaları olmuştur.
14. yüzyılda bir Türk Oymağı olan Karasioğulları yöreye gelmiş ve Balıkesir'i başkent yapmışlardır.
15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Padişahı Fatih Sultan Mehmet Boğazın her iki kenarına da kale inşa ederek "Çanakkale" şehrini kurmuştur.
1915 yılında Türk Ordusunun Komutanı Mustafa Kemal, İttifak Devletlerinin yöreden çıkmasına öncülük etmiştir.
ÇANAKKALE, GELİBOLU İLE YAKIN TARİHE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, imparatorlukların başkentleri olmuş kentleri barındıran Marmara Bölgesi, adeta bir açık hava müzesi gibi.
Her mevsim insanlara ayrı bir güzellik sunan Çanakkale, yakın ve uzak tarihin tanığı, içinden deniz geçen, toprağı bereketli, doğası eşsiz, modern bir kent.
Antik dönemde, ''Dardanelles'' olarak anılan ve 671 kilometrelik kıyı şeridi bulunan Çanakkale'de Türk ve dünya savaş tarihinde önemli bir yere sahip Çanakkale Savaşları'nın geçtiği Gelibolu Yarımadası, Tarihi Milli Parkı, antik dünyanın batı Anadolu'daki önemli merkezleri, Truva ve Assos antik kentleri, kente gelenlerin en çok ziyaret ettiği yerler olarak dikkati çekiyor.
Çanakkale'yi ziyaret edenler, gezilerine ilk olarak kent merkezinden başlamalı. Çanakkale İskelesi'nin her iki yanında sahil boyunca uzanan lokantalar, barlar ve kafeler, hem dinlenmek hem de boğazdan geçen gemileri seyretmek isteyenlerin uğrak yerleri arasında. Müşterilerine deniz ürünleri ağırlıklı menüler sunan lokantalarda, her mevsime özgü taze balık çeşitleri servis ediliyor.
Kente gelenler, buram buram tarih kokan daracık sokaklarda gezdikten sonra, tarihi Saat Kulesi, Aynalı Çarşı ve Çimenlik Kalesi'ni görmeden ayrılmamalı.
Piknikçiler ise belediyeye ait halk otobüslerini kullanarak ya da kendi araçlarıyla il merkezine 15 dakika mesafedeki Güzelyalı köyü veya Dardanos mevkisini kullanabilir.
|